Özgür Özel, Aydın’da: “Sandığa, Muhalif Seçmenin İlgisizliği Tek Adamların Gücünü Artırır. Bu Yüzden CHP’lilerin Küsmeye, Sinmeye, Ayrı Ayrı Durmaya…

Kamera: KERİM UĞUR

CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan adayı Özgür Özel, Aydın’da; “Unutmayalım ki; muhalefet dağılırsa, ana muhalefetin omzu düşerse, tek adamların yürüyüşü değişir. Sandığa muhalif seçmenin ilgisizliği tek adamların gücünü artırır. Bu yüzden CHP’lilerin küsmeye, sinmeye, ayrı ayrı durmaya, gelecekten ümit kesmeye hakları yoktur. İşte tam bu sebepten, CHP’nin bir daha kaybetmeyeceği, muhalefete düşmeyeceği bir motivasyonla yollara çıktık… 100. yılda CHP’ye, CHP’nin iktidarına inanmış bir kardeşiniz olarak Genel Başkanlığa adayım” dedi.

CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan adayı Özgür Özel, CHP Aydın İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Özel, burada şunları söyledi:

“2023 YILINDA ÖĞRENCİLERİMİZİ TARİKATLARA MUHTAÇ EDENLERE YAZIKLAR OLSUN”

“Elbette Filistin’deki kayıplar yüreğimizi yakıyor, acımız büyük. Diğer yandan Aydın KYK yurdunda ihmal sonucu, 19 yaşındaki evladımızın hayatına mal olan elim kazanın tüm Türkiye’nin yüreğine düştü, Aydın’a düştü. Aydın’daki arkadaşlarına, öğrencilere ve ailesine başsağlığı diliyorum. İhmallerden dolayı, yurt müdürünün açıklamasından dolayı, sorumsuz açıklamalardan dolayı tepkililer. ‘Katil KYK’ diye bağırıyorlar. Katil; zihniyet, anlayış. Devlet, öğrencilerin barınma sorununu çözmüyorsa; üniversiteler için öğrencilere yurt yaptırmayıp, öğrencilerimizi cemaat yurtlarına, onların kucaklarına itmeye çalışan anlayış, Aydın’daki cinayetin de sorumlusudur, kararan hayatların sorumlusudur. 2023 yılında öğrencilerimizi tarikatlara muhtaç edenlere yazıklar olsun.

“DERTLERİ CUMHURİYET’LEDİR”

Birileri bu acıları bahane ederek; Cumhuriyet kutlamalarını iptal etmeyi, kutlanmasını gölgede bırakmayı; Cumhuriyet’in 100. yılını kutlamak yerine sönük bir biçimde geçirmeyi tercih ediyorlar. Dertleri Cumhuriyet’ledir. Cumhuriyet’in kurucu değerleriyledir, babalarıyladır, kadrolarıyladır. Karşılarında Atatürkçüler, Cumhuriyetçiler dimdik ayaktadır. Bunu böyle bilsinler.

“EN BÜYÜK HEDEFİMİZ, GENÇLERİMİZİN BU TOPRAKLARDA KENDİ GELECEKLERİNİ GÖRMELERİDİR”

Cumhuriyet’in 100. yılında dönüp bakıyorsunuz. Toplu iğne yokken bugün elde ne varsa, 20 yıldır sata sata bitiremediği ne varsa; bunu Cumhuriyet yaptı. Cumhuriyet güçlü, kendine inanan, kendine güvenen kadrolar yarattı. Her yaştan genç yarattı, birilerinin yapmaya çalıştığının tersine; özgüveni yüksek, gözü Türkiye’de, gönlü Türkiye’de, başka yerlerde hayal kurmayan genç bir nesil yarattı. Ancak 20 yıldır ülkeyi yöneten anlayış, Cumhuriyet’in kurucu kadrolarına, kurucu ilkelerine husumet duyan anlayış bugün gençleri dünyanın başka köşelerinde hayal kurar hale getirdi. En büyük hedefimiz, gençlerimizin bu topraklarda kendi geleceklerini görmeleridir.

“ANA MUHALEFETİN OMZU DÜŞERSE, TEK ADAMLARIN YÜRÜYÜŞÜ DEĞİŞİR”

CHP’yi, Cumhuriyet’in 100. yılında iktidar yapmak istedik. İnandık, hep birlikte çalıştık. İnandık ve inandırdık. 14 ve 28 Mayıs tarihlerindeki sonuçlar; hepimizi üzen, omuzlarımızı düşüren sonuçlar oldu. Şüphesiz hepimiz böyle davranmaya devam edebiliriz, edebilirdik. Unutmayalım ki; muhalefet dağılırsa, ana muhalefetin omzu düşerse, tek adamların yürüyüşü değişir. Sandığa muhalif seçmenin ilgisizliği tek adamların gücünü artırır. Bu yüzden CHP’lilerin küsmeye, sinmeye, ayrı ayrı durmaya, gelecekten ümit kesmeye hakları yoktur. İşte tam bu sebepten, CHP’nin bir daha kaybetmeyeceği, muhalefete düşmeyeceği bir motivasyonla yollara çıktık… 100. yılda CHP’ye, CHP’nin iktidarına inanmış bir kardeşiniz olarak Genel Başkanlığa adayım…

“BEN PARTİYİ ŞUNA DEVREDECEĞİM’ DEMEK, KURULTAY YALAN YERE TOPLANIYOR DEMEKTİR”

Partimizin; bir başka partinin aktif ilçe başkanları ile kurduğu ilişki, elimizdeki bir belediyeyi geçmişte ittifak yaptığımız bir partinin ilçe başkanına vadetmeler, çok ciddi travma yarattı. Bu tartışmalar üzerine bugünlerde Sayın Genel Başkanımızın, kullandığı bazı ifadeler de sabahtan beri örgütümüzü derinden sarstı. Genel Başkanımız bugün diyor ki, ‘Ben CHP’yi önümüzdeki süreçte, şimdi tanınmayan, sosyal demokrasiyi bilen birisine devredeceğim’ diyor. Ben Sayın Genel Başkanın bu ifadesini bir sürç-i lisan olarak biliyorum. Çünkü CHP, yönetimin babadan oğula devredilmesini 1 Kasım 1922 gününde terk etmiştir, kaldırmıştır. Babadan oğula yönetim devirleri saltanatlarda olur, krallıklarda olur; demokrasilerde olmaz. Biz 1 Kasım’da devretmeli yönetimi kaldırmış parti olarak, 5 Kasım’da görev yapacak delegelerimizin iradesine saygılıyız. ‘Ben partiyi şuna devredeceğim’ demek, delegelere ‘siz yetkili değilsiniz’ demektir. ‘Ben partiyi şuna devredeceğim’ demek, kurultay yalan yere toplanıyor demektir. ‘Ben partiyi kime istersem ona bırakırım’ demek, CHP delegesine ‘sizin kıymetiniz yok’ demektir. Bunu reddediyorum.

“BAŞARILI DEĞİLSE, DEĞİŞİMDE YANIMDAKİ SAĞ KOLUM OLSA, PARTİME O KÖTÜLÜĞÜ YAPMAM”

CHP’nin delegelerine büyük haksızlıklar yapılıyor. ‘Delegeleri filanca belediye başkanı etkilermiş.’ Çok net bir şey söylüyoruz: CHP’nin delegesi asker midir, askerdir. Ama hiçbir belediye başkanının, il başkanının değil Mustafa Kemal’in askerleridir. Ayrıca partinin kurultayını bir belediye seçimleri ile ilişkilendirmeyi doğru bulmam. 5 Kasım günü delegelerimizin serbest oyları ile Genel Başkan seçildikten sonra, Parti Meclisi’nden beklentimiz şudur: Belediye başkanımız başarılıysa, oylarını artırıyorsa, değişimin karşısındaymış hiç fark etmez. Başımızın üzerinedir. Başarılı değilse, değişimde yanımdaki sağ kolum olsa, partime o kötülüğü yapmam. CHP’de liyakati esas alacağız, umudu örgütleyeceğiz. Halkın partisi umudun partisidir. CHP’yi korkuların, kaygıların partisi haline getirmeye çalışmanın faydası yoktur. Bizim delegemiz ve üyemiz Türkiye’nin en korkusuz ve bağımsız üyeleridir, delegeleridir.

Sokağa kulağını kapatan, seçmene kulağını kapatan, gözün gördüğünü görmezden gelen partisine en büyük kötülüğü yapar. Gencecik evlatlarınızın gözüne bakın, ‘ne yapayım’ diye sorun. Delegelerimizden çok büyük destek ancak gelecek cumartesi için görünenden çok daha yüksek bir umut dalgasını yakalamış durumdayız… Son söz alkışı kendime istemiyorum. Alkışı partiyi gençleştirecek, yenileyecek; partinin umutlarını artıracak bütün delegelerimiz için istiyorum. Gelecekler önce partiyi sonra iktidarı değiştirecekler; Türkiye’yi değiştirecekler. Hepinize güveniyoruz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir